Ünlü oyuncuların menajeri Ayşe Barım, Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olduğu iddiasıyla hakkında başlatılan soruşturma sonucunda, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçundan tutuklandı. Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği kararla tutuklanan Barım, Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
Ayşe Barım tutuklandı Haberi Görüntüle REKLAM
Tutuklanmasının ardından bazı ünlüler, Ayşe Barım’a destek paylaşımında bulundu;
Merve Dizdar: Mutsuzluk, kırgınlık, inançsızlık, hissizlik, boşluk… Hepsini bir arada yaşadığım nadir günlerdeyim. Seni çok seviyorum çok…
Pınar Deniz: Aklım almıyor.
Aynur Aydın: Şaka mı bu?
Hande Erçel: Ayşe’m…
Mihre Mutlu da Ayşe Barım’ın fotoğrafını yayımladı ve ardından “Kalbin gerçeği biliyor” mesajını paylaştı.
Begüm Kütük Yaşaroğlu: Böyle bir haksızlık karşısında hissettiğim üzüntüyü tarif etmek çok zor.
Devrim Özkan
Seray Sever: Ayşe’ciğim en kısa zamanda adaletin yerini bulmasını ve seni özgür, işinin başında, sevdiklerinle birlikte görmek dileğimle…
Aslı Enver: Aşye’m…
Hazal Kaya
Birce Akalay: Bir karıncayı dahi incitemeyen, güneş gibi merhametli, ruhuna karanlığı salmaya çalışsalar da biz biliyoruz seni cancağızım. Kalbine, aklına ve kırılgan sağlığına kuvvet diliyorum, diliyoruz günler gecelerdir gözyaşlarımızla. Ne ile karşı karşıya olduğunu dahi bilmeden üstelik. Zulüm, karanlık ve öfke bizim gibi insanların dili olmadı hiç ve olmayacak. Çünkü biz birbirimize sonsuz bir sevgi, güven, vefa ve aşkla bağlıyız. Tıpkı bir aile gibi. Biz güzel bir aileyiz. Çok ama çok seviyorum ve hep yanındayım canım Ayşe’m.
Miray Daner: Canım Ayşe…
Ezgi Mola: Seni çok seviyorum Ayşe’m.
Elçin Sangu: Sektörel sorunları irdelemek için başlayıp, hiçbir siyasi yorumunu görmediğim, duymadığım ve sektörel olarak tanıdığım Ayşe Barım’ın, kamuoyunda açıklanmayan delillerle tutuklanması vicdanen hepimizi rahatsız etmektedir.
Sektörel sorunları tartışmak ayrı bir konu, ancak henüz görmediğimiz kanıtlarla 12 yıl öncesine dönük tutuklama kararlarının alınması bana sadece yine kutuplaşıyoruz, yine bir seçime hazırlanıyoruz hissi veriyor.
Gitgide bir iletişim faciasına dönüşen bu meselede, konuyu saptıran bazı arkadaşlarımızın açıklamaları, sektörle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin ‘çok bilir’ edasıyla konuşmaları gibi unsurlar da süreci daha da kaotik hale getiriyor.
Gerçeklerin açıklığa kavuşması için hukukun şeffaf bir şekilde işlemesi ve delillerin kamuoyuyla paylaşılması şarttır. Aksi takdirde, bu tarz kararlar toplumsal güvensizliği artırmaktan öteye gitmeyecektir.Bu konuda yorum ve paylaşım yapan kişileri de ciddiyete davet ediyorum.
Melisa Sözen: Hakikat kimseyi ilgilendirmiyor artık. Söylenebilecek her sözün içi boşaltıldı. Çok şaşkınım. Çok üzgünüm.
Farah Zeynep Abdullah: Ayşe Barım’a karşı yapılan hukuksuzluk inanılır gibi değil. Sektördeki denetim problemi, kuralsızlık ve haksızlıklar konuşulurdu, tekelleşme konuşulurdu; belki iyi sonuçlar doğururdu. Çok fazla insan da fikirlerini veya yaşadıklarını paylaşmak, kendileri için olmasa bile başkalarına fayda sağlayabilecek bilgiler aktarmak için cesaret bulmuştu. Hep birlikte daha fazla mağduriyet önlenebilirdi belki. Amaç, sadece bir kadının yaptıkları veya yapmadıkları değil, yapımcıları da, genel olarak kurulmuş düzenlerini de iyileştirmekti.
Ve evet, medya baskısı olmasa, inanın, yıllardır şahsen de yaşadığım gibi, sektör içinde bunları konuşana arkasından deli meli gibi etiketler yapıştırıp yola devam edilirdi. Bunlar elbet konuşulacak, biz olmasak bile bizden sonrakiler konuşacak. Ama şu an Gezi’den, henüz yasadan geçmemiş etki ajanlığı saçmalığından – ki imza kampanyaları da yapılmıştı, bu nasıl saçmalık da demiştik o kafana göre suçlama yasasına – ve Help Turkey paylaşımlarından ötürü Ayşe’nin tutuklandığı, akıl almaz bir yerdeyiz. Yine ve yeniden, ve zaten, aslında her zamanki gibi, önce adalet dediğimiz bir noktadayız.
Her şey ama her şey birbirine girmiş durumda. Bir yandan insanlar hiç uğruna ölürken, bir yandan yaşayanların da umutları ölüyor. Hayatı ellerinden alınmış insanların ardından, kendi hayatına dönmeye, çaresizce yaşama devam etmeye çalıştıkça, orada da bambaşka bir karanlığa terk edilmiş hissediyorsun. Herkes korkuyor ve herkes haklı. Bu distopyada korkmamak için sebebimiz yok. Umarım düzelir diyeceğim de işte… Tabii ki düzelecek, elbet düzelecek. Biz görür müyüz, bilmiyorum.
Fahriye Evcen
Sinem Kobal: Ayşe’m, Ayşe’miz.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
30 Ocak 2025SPOR
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025SPOR
30 Ocak 2025SPOR
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025