Yeni beslenme modelleriyle nasıl bir dünyanın bizi beklediğini, özel bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Beslenme ve Diyet Uzmanı Prof. Dr. Murat Baş’a sordum. Prof. Dr. Baş, açlığı taklit eden beslenme modellerinin kanserin ve metabolik hastalıkların riskini azalttığı gibi yaşam süresini de uzattığına dikkat çekti. Otofajinin yani hücresel yenilenmenin savunulduğu bu beslenme modellerinde, 2016 yılında hücrelerin yenilenmesinin uzun süre aç kalarak mümkün olduğunu belirttiği çalışmasıyla Nobel Tıp ve Fizyoloji Ödülü’nü alan Japon bilim insanı, Hücre Biyoloğu Yoshinori Ohsumi’nin tezi örnek alınıyor.
BİYOLOJİK YAŞI YAVAŞLATIYOR
Prof. Dr. Baş, “Hücrelere açlık sinyalleri göndererek, hücresel yenilenmeye (otofaji) teşvik ederken, başta yaşlanma karşıtı etkileri olmak üzere birçok sağlık faydası olduğu belirtilmiştir. Biyolojik yaşı yavaşlatıyor. Kalp ve damar hastalıkları, diyabet ve hatta kanser gibi yaşa bağlı hastalıkların riskini azalttığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Yaşlanma hızını yavaşlatan, hücresel yenilenmeyi teşvik eden ve metabolik sağlık üzerinde olumlu etkileri belirtilmiştir” dedi.
YAŞAM SÜRESİ YÜZDE 50 ARTIYOR
Dünyada uzun yaşam şehirleri olarak bilinen Japonya’nın Okinawa ve İtalya’nın Sardinya şehirlerinde yaşayan insanların ‘yüzde 80 miden doyduğunda sofradan kalk’ tarzı beslenme şekillerinin örnek olarak gösteren Prof. Dr. Baş, şöyle konuştu: “Aralıklı açlık, bu şehirlerdeki beslenmeyle karşılaştırıldığında, toplumlar için ayna olacak özellikler ortaya çıktı. Okinawa’daki beslenme tarzı ABD’de bir bölgede denendi. Yaşam tarzı ve beslenme şekli bir bölgeden başka bir bölgeye taşındı. Ve görüldü ki ‘yüzde 80 miden doyduğunda sofradan kalk’ anlayışı hücredeki moleküler hasarları onarmaya başladı. Oksidatif stresi azalttı, yaşam süresi yüzde 50 oranında arttı.”
VÜCUT KENDİNİ TEMİZLİYOR
Vücudu aç bırakarak, vücudun kendi kendini temizlemesi için yenilenme başlattığını söyleyen Prof. Dr. Baş, “Birçok aralıklı beslenme şekli var. 5/2, 16/8 ya da bir gün açlık, bir gün beslenme gibi. Bu sistemlerde otofaji yani ‘kendi kendini ye’ sistemi devreye girerek, vücut hücresel temizliği aktive ediyor” diye konuştu.
YILIN 101 GÜNÜ UYKUDA GEÇİYOR
Uzun ve sağlıklı yaşam için uyku kalitesinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: “Ömrü uzatmak, hastalıklardan uzak bir yaşam için genetik ve çevresel şartlar da çok önemli. Genetik yüzde 25 etki ederken, temiz bir çevrede bu risklerin azaltılması için önemli. Toksik çevre ömrü kısaltıyor. Beslenme, egzersiz, uyku kalitesi de önemli. Ömrümüzün üçte biri uykuda geçiyor. Yani yılın 365 gününün 101’i uykuda geçiyor. Uyku en büyük yenileyici.”
KANSERE MEYDAN OKUYOR
VÜCUT, metabolik esneklik sağlarken, keton cisimcikleri yani vücudun enerji ihtiyacı için alternatif bir yakıt olarak görev yapan cisimcikler oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Baş, “Dengeli açlıkta kas kütlesi de korunuyor. Kanserle ilgili yapılan bir çalışmada da hücreleri yenilediği için kansere yakalanma riski düşüyor. Ve ileri ki yıllarda kanser tedavisi için temel tedaviler arasına gireceği düşünülüyor. Cilt yenilenmesi de sağlıyor. Beyin sisi ortadan kalkıyor”dedi.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
30 Ocak 2025SPOR
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025SPOR
30 Ocak 2025SPOR
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025